Mağusa ve hayatın "kör noktaları

Mağusa ve hayatın "kör noktaları

Sayfalarda bundan böyle sizlerle zaman zaman buluşacağız. Asırlar boyunca çokkültürlü yaşamla haşır neşir olmuş bir adada çok farklı uygarlıklar, dinler ve uluslar yaşamış bir çok dil konuşulmuştur. Bu farklılıklar ne yazık ki bizi geçmişte bölen unsurlar olmuştur. Şimdilerde ise bunu aşmış ve tüm farklılıklara rağmen birbirimizi anlayacak zeminler yaratılmaya başlanmıştır. Bu satırları okuduğunuz gazetemiz de uzun zamandır bu zemini yaratan unsurlardan bir tanesidir. Geçmiş yüzyılın ikinci yarısında Kıbrıslı Türkler, Kıbrıslı Rumlar, Ermeniler, Maronitler ve Latinler çeşitli nedenlerden dolayı bu kültürlerin mozaiğini ve farklılığın zenginliğini koruyamamış hep beraber geçmişteki mutlu günlerini arar hale gelmiştir.

Adanın toz, duman ve barut koktuğu günlerden bugünlere ulaşırken, şimdilerde geçmişe bakıp neyi kaybettiklerini ve tekrardan biraraya nasıl geleceklerini insanlarımız artık konuşmaya başladılar. Bunun için ortak hareket etmeye ve birbirlerinin dini, dili ve kültürünü adanın zenginliği olarak görmeye başlamışlardır.

Mağusa da bu düşünceye ışık tutan kentlerden biri olmuştur. Mağusalılar, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlarla beraber, bu kente ömrünün bir kısmını tüketmiş insanlarımızın bir çoğu, son yıllarda geçmişte adaya bölen fanatizmden arınmış bir şekilde panayırlarda, ibadetlerde ya da cenaze törenlerinde ve eylemlerde beraber hareket edebiliyorlar ve bunu kitlesel olarak başarabiliyorlar.

Her dönemin ya da her çağın o gün yaşanılan gerçekliğinin görülmeyen bazı yönleri vardır. O gün için görülmeyen ya da fark edilmeyen bazı gerçeklikler gelecekte mutlaka fark edilir. Bu çağlar boyunca böyle olmuştur. Atalarımızın yaşarken göremediklerini çocukları görmüşler, ve şimdi bizlerin göremediği gerçeklikleri de gelecekte belki de torunlarımız görecektir. Bu döngü hiç bitmeyecek, çağlar boyunca da devam edecektir. İlk kez Amin Malouf'un romanlarında okumuştum hayatın bu "kör nokta" gerçekliğini. Gelecek bilimciler buna bir başka dilde "blind spot" diyorlar. Bu gün yaşayanların göremediği bu ölü noktaları gelecekte görecek olanlar, mutlaka bizim göremediklerimiz için bizleri eleştirecekler de... Aynen bizim şimdilerde yaptığımız gibi!

Çok değil yarım asır önce kadar adamızda geçmişin kültürel değerlerine Kıbrıslılar olarak pek değer vermiyorduk. Yine Mağusa örneğinde konuşacak olursak Suriçinde birçok tarihi bina, han ya da kervansaray yüzyıllarca gelip geçen insanlara hizmet verdikten sonra bir çırpıda son sahipleri tarafından, kendi söylemleriyle "temizlik yapılarak" yıkılmış, yerlerine betonarme binalar, evler, dükkanlar, pasajlar hatta oteller yapılmıştır. Halbuki günümüzde bu tarihi taş binalardan geride kalanları, onları yıkarak "temizleyen" neslin torunları olarak tekrardan korumak ve yaşatmak için birbirimizle yarışmaktayız. Kültürel alanda verdiğimiz bu örneği sosyal, ekonomik ve siyasal  alanlarda da çoğaltabiliriz. Artık sorumuzu sorabiliriz. Bugün bizlerin göremediği "kör noktalarımız" yok mudur? Mutlaka vardır. Bunu bugünden gören insanlar da bulunmaktadır. Herkesin yaşarken göremediğini, o çağda görenlerin başına her dönemde neler geldiğini bilmeyenimiz yoktur. Dünyanın güneş etrafında döndüğünü asırlar öncesi, yaşadığı çağda yazıp anlatan Galileo Galilei'nin yaşarken başına gelenleri tekrardan mı anlatsak? Yoksa çok değil 70 yıl önce matematik alanındaki başarılarıyla bilinen ve kendi adıyla anılan ve Turing Ödülüne ismini veren bilişim çağının efsane ismi İngiliz Alan Turing'i cinsel tercihlerinden dolayı hapis cezasına ve sonuçta ölüme mahkum eden İngiliz halkının o günkü "körlüğüne" ne demeli?

Adamıza tekrardan dönecek olursak bugünün ölü noktalarını düşünen var mıdır? Bugün yaşadığımız körlüğümüzü gelecekte görecek adalılar bize ne diyecek acaba? Bugün ekonomik çıkmazlarla boğuşan ve adayı terketmeye devam eden binlercemize rağmen hala daha insansızlaştırılan cennetten parça sahillerimizi, askersizleştirmeyi gerçekleştiremediğimiz adamızı, toprak, mülkiyet, güç paylaşımı gibi insanoğlunun gündemine kapitalizmin gerçekliği olarak sokulan bu insani olmayan değerleri düşünerek, geleceğimizi kurban eden körlüğümüzün, geçici bir körlük olduğunu söyleyebilir miyiz?

Bizden sonra yaşayacak olanlar, bu adada ticaret, turizm ve denizciliğin zirve yaptığı, ekonominin tavana vurup, barış içinde mutlu ve huzurlu bir yaşam sürdürdüreceği günlerde, geriye dönüp bizlere elbette bakacaklar. Her şeye rağmen bu kör noktalarımızı bugün yazıp çizen ve söyleyen insanlarımız azınlıkta da olsa vardır. Beraber hareket etmeyi, ortak bir dil ve hedef yaratmayı başarmaya başlamışlardır. Bu da bizim hala daha gelecekten ümitli olmamız gerektiğinin ciddi bir işaretidir diyebilirim.



Famagusta and life’s ‘blind spots’
Many civilisations, religions, peoples, languages lived on this island, which has hosted multiple cultures for centuries.
These differences unfortunately divided us at a certain point in the past. Now, we are able to slowly overcome the divisions and create platforms on which we begin to understand each other. And this newspaper has become one of those platforms. In the second half of the last century, Turkish Cypriots, Greek Cypriots, Armenians, Maronites and Latins, for various reasons, were not able to protect this mosaic of cultures and richness of differences. Now, we are all missing the past happy days.

As we move on from days of dust, smoke and gunpowder, we look back and start seeing what we have missed and how we can come back together. People have started joining forces, acting together and seeing each others’ language, religion and culture as the common wealth of this island.

Famagusta has become one of the towns that have led the way. Turkish Cypriots and Greek Cypriots of Famagusta have been able to rid themselves of the fanaticism that has divided the island. They have been coming together at fairs, worship, funerals or demonstrations and taking joint action. Every period, era or reality has certain dimensions that cannot be seen at that particular moment. Certain realities can only be recognised at a later stage. This has been the case for centuries. Future generations were able to see what their predecessors did not. Our grandchildren will see realities of today that we are not able to see. This cycle will never cease and continue until the end of times.

I had first read about life’s “blind spots” in Amin Malouf’s novels. Those, who see these dead spots, not visible to us today, will without a doubt criticise us for our blindness… Exactly in the same manner we now criticise our predecessors! Until about half a century ago, we Cypriots, did not value the cultural wealth of our island. If we are to take Famagusta as an example, many historical buildings, inns, khans in the walled city, after having served millions of people through centuries, were “cleared out” by their new owners and replaced by concrete buildings.

And today, as the grandchildren of those who “cleared” these historical stone buildings, we are competing with each other to protect and preserve the remaining. There are many other social, economic, political examples. But aren’t there “blind spots” that are not visible to us today? There certainly are. But there are certain people, who can already see them. We all know what happens to those who see things not visible to anyone else in a certain era.

I don’t need to tell you about what happened to Galileo who found that the earth revolved around the sun. Coming back to our island, is there anyone who thinks about the blind spots of today? What will future Cypriots tell us when they realise how blind we were today? We continue to be blind despite thousands who suffer in economic problems and are forced to leave the island. This blindness prevents us from seeing our paradise beaches that are becoming deserted, our island, which we still fail to demilitarise. It makes us sacrifice our future for the sake of inhumane values such as territory, property, power-sharing, which have all been imposed on humanity by capitalism. Can we say this blindness is temporary? Future generations, who will enjoy the peaks of trade, tourism, shipping, economic wealth, peace, calm and happiness, will turn back and look at us in amazement for sure.

Despite this, there are a few, who see these blind spots, write or speak about them. They have been able to act together, create a common language and vision. And this is a serious sign telling us that we should not lose hope.



DİĞER HABERLER

Great Success of Enorasis’ 12th Friendship Weekend 

Great Success of Enorasis’ 12th Friendship Weekend 

Enorasis Kulübü’nün 12. Dostluk Hafta Sonu etkinliği 19–20  Kasım. 2016 tarihleri arasında Platres’deki FOREST PARK Otel’de büyük bir başarıyla gerçekleşti. Etkinlik, Orman Dairesi’ne bağlı Troodos’taki Botanik Park rehberli gezisiyle başladı ve hote...

Empati Yapabilmek

Empati Yapabilmek

Bu soğuk günlerin ardından önümüzdeki hafta Kıbrıs’ın geleceği için kritik görüşmeler ve konferans gerçekleşecek. Poltik olarak ise belki de en sıcak günlerinin öncesinde birçoğumuz kararsız ve gergin bir bekleyiş içindeyiz.

Bu bekleyişin...

RIK Kanalında Kıbrıs’ta Futbol Tartışıldı…

RIK Kanalında Kıbrıs’ta Futbol Tartışıldı…

RIK Kanalında Kıbrıs’ta Futbol Tartışıldı...
Cuma günkü RIK 1 kanalında Kıbrıs’ta futbol tartışıldı. Okan Dağlı’nın yazdığı “İki Toplumlu Futbolcular” kitabının geçen hafta Yunanca’ya çevrilmesi nedeniyle yapılan programa efsanevi futbolculcul...

TÜM HABERLER İÇİN TIKLAYINIZ >>