
Getting ready for federal towns in Cyprus
Getting ready for federal towns in Cyprus
Uniting divided towns is at least as important as uniting the country. Efforts have been under way in Famagusta to prepare for towns that will host both communities in the future.
The Bicommunal Famagusta Initiative, Imaginary Famagusta and Ecocity Famagusta are only a few of the groups making such efforts.
Even though Turkish Cypriots and Greek Cypriots do joint work about Famagusta in particular, the authorities on both sides are unfortunately planning the future of the town separately and conducting separate studies.
It is clear that plans that do not have common ground and are devised through different approaches cannot provide an opportunity for the town to unite and to be planned as a whole.
Such an approach does not have any economic, social, cultural or environmental benefits.
Taking the country forward through a federal view and model is only possible through uniting divided towns with a common approach and a federal model.
This is one of the preconditions of creating a federal country. It is not possible to create a common country with towns with barbed wire or barriers running through them, whose infrastructures and superstructures are planned separately and which have different development strategies.
In the first days of 2017, German architect Jörg Heinrich Penner visited Cyprus on an invitation by the German Embassy. Penner is the head of the economic and environmental development office of Hamburg.
He also visited Famagusta to support the efforts of the Bicommunal Famagusta Initiative and shared his views with us in a report he wrote following his visit. In this report, Penner talked about the opportunities in Famagusta:
There are extraordinary opportunities for the touristic development of Famagusta. It was the leading tourist destination on the island pre-1974. It has golden beaches, warm and calm seas. These are very convenient conditions for water sports. The city also has a very rich cultural heritage. Salamis and the Walled City are especially important.
These are very convenient conditions for water sports. The city also has a very rich cultural heritage. Salamis and the Walled City are especially important.
Taking Rhodes, Antalya, Haifa, Port Said and Syria into account, Famagusta has a central location.
The city has a university.
It can play a big role in the rebuilding of Syria.
It is open to worldwide investments due to the presence of Greek Cypriots, who have a great sense of belonging to the currently abandoned and derelict buildings.
The German architect also touched on the risks in Famagusta and stated that it could remain divided, or continue to be a disputed town, where access is only possible through special permits.
Penner, in his report, said that the economy of the town could be built on tourism, its port and university. He underlined that the Walled City and Varosha could become home to small bed-and-breakfast facilities targeting tourists from cold climates. He added that water sports (swimming, surfing, yachting, canoeing) could be improved, and that Famagusta could host ro-ro shipping between Turkey, Syria and other regional countries, as well as serve as a cruise terminal, a fishing port and a marina for yachts.
He added that water sports (swimming, surfing, yachting, canoeing) could be improved, and that Famagusta could host ro-ro shipping between Turkey, Syria and other regional countries, as well as serve as a cruise terminal, a fishing port and a marina for yachts.
He also underlined the potential of Famagusta to become a bridge between Europe and the Middle East.
Penner said the city could become a centre of attraction with the Eastern Mediterranean University and stated that the Walled City could be revived with student residences, housing and institutes. He presented the Maastricht University established in 1986 in the Netherlands as an example.
He presented the Maastricht University established in 1986 in the Netherlands as an example.
Exactly for these reasons, there is a need for a “Strategic Master Plan” as we have been emphasising for years now.
There is a need for radical solutions for cultural, economic, environmental and social issues. Public green areas must be created in Varosha. The port should host cruise ships, and serve as a yacht and fishing port.
The town should have an economic centre. Trams are an expensive transportation system. Modern buses and bicycles should be considered.
In conclusion, the German architect also emphasised that the two authorities in Famagusta should work in harmony:
“The town needs a bi-zonal but central development body. It should function under a single office. The regional states should be equally competent as this office, which should serve Famagusta as a whole.”
Federal kentlere hazır olabilmek
Bölünmüş kentlerin birleştirilmesi en az ülkenin birleştirilmesi kadar önemlidir. Gelecekte, iki toplumun yanında birçok toplumun da birlikte yaşayabileceği ve yönetebileceği kentlere şimdiden hazır olabilmek için Mağusa özelinde yıllardır çalışmalar yapılıyor. İki Toplumlu Mağusa İnisiyatifi, Imaginary Famagusta ve Ecocity Famagusta grupları bunlardan sadece birkaçıdır.Mağusa özelinde sivil toplum örgütlerinde Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıs Rumlar ortak çalışmalar yapsalar da iki taraftaki otoriteler ayrı ayrı çalışmalarla kenti ileriye dönük planlamak istemektedirler. Birbiriyle ortak paydada buluşmadan farklı anlayışlarla yapılacak ayrı çalışmaların kentin bütünleşmesine ve bütüncül bir şekilde planlamasına olanak sağlayamayacağı aşikardır. Böyle bir anlayışın ekonomik, sosyal, kültürel ve çevresel hiçbir getirisi yoktur.
Ülkenin federal bir düşünce ve modelle geleceğe taşınması ancak ayrık ve bölünmüş kentlerin ortak bir anlayış ve federal bir modelle birleşmesiyle mümkün olabilir. Bu federal bir ülke yaratabilmenin ön şartlarından biridir. İçinden tellerin ya da sınırların geçtiği, alt ya da üst yapıların ayrı planlandığı, farklı gelişim stratejilerinin izlendiği kentleri düşünerek, ortak bir vatan yaratmak mümkün değildir.
2017 yılının ilk günlerinde Alman Elçiliğinin daveti üzerine Alman Mimar Jörg Heinrich Penner adayı ziyaret etmiştir. Kendisi Hamburg’da, kentin ekonomik ve çevresel kalkınmasıyla ilgili ofisin başındadır. Mağusa’da bu alanlarda çalışma gösteren İki Toplumlu Mağusa İnisiyatifi’nin çalışmalarına destek vermek için de kentimizi ziyaret etmiş ve ziyaretinin sonucunda kendi görüşlerini bir rapor halinde bizlerle paylaşmıştır. Bu raporda Mağusa’daki fırsatlardan bahsetmektedir:
- Mağusa’nın turistik gelişimi için olağanüstü imkanları vardır. 1974 öncesi de adanın turizm alanında lider kentiydi. Altın kumları, deniz suyunun ısısı, küçük dalgalı denizi mevcuttur. Bu da su sporlarına elverişili bir ortam demektir. Ayrıca çok zengin bir kültürel mirası vardır. Özellikle Salamis ve Suriçi’ni buna örnek verebiliriz.
- Cruise gemileri için Rodos, Antalya, Hayfa, Port Said ve Suriye’yi dikkate alırsak Mağusa’nın merkezi bir konumu vardır.
- Üniversitesi vardır. (Üniversite sayısı hızla artmaktadır OD)
- Suriye’nin tekrar inşasında büyük bir rol oynayabilir.
- Mevcut terk edilmiş harabe binalarına büyük bir aidiyet gösteren Kıbrıslı Rumların varlığı nedeniyle de dünya çapında bir yatırıma açıktır.
Alman mimar ayrıca kentteki fırsatlar yanında risklere de değinmiş, Mağusa’nın bölünmüş kalabileceğini ya da sadece özel geçişle bağlanan ve üzerinde uzlaşı olmayan bir kent olarak durabileceğini de vurgulamıştır.
Kentin ekonomisinin turizm, liman ve üniversite üzerinden şekillenebileceğini söyleyen Penner, özellikle uzun süren kış aylarında soğuk ülkelerde yaşayanlara pansiyonculuk ve uzun konaklamalar (özellikle Suriçi ve Maraş’ta) sağlanabileceğini işaret etmiştir. Su sporlarının (yüzme, sörf, yatçılık, kano) öne çıkabileceğini, Mağusa’nın Türkiye, Suriye ve yakın ülkeler arasında ro-ro gemiciliğine ev sahipliği yapabileceğini, cruise terminali olabileceğini ve marinasıyla yat limanı olmanın yanında balıkçı limanı olarak da bölge ekonomisine katkı yapabileciğini söylemektedir.
Mağusa’nın gelecekte Avrupa ve Orta Doğu’nun buluşma noktası olabilmesinin de altını çizmiştir.
DAÜ ile ciddi bir ekonomik bir çekim merkezi olabileceğini, Suriçi’nin öğrencilere yönelik yerler/evler ve enstitülerle tekrar canlanabileceğini söylerken 1986 yılında Hollanda’da kurulan Maastricht Üniversitesi’ni buna örnek olarak göstermiştir.
İşte tam da bu noktalarda bizlerin de yıllarca vurguladığı gibi “Stratejik Master Planına” ihtiyaç duyulmaktadır.
- Kültürel, ekonomik, çevresel ve sosyal konularda radikal çözüm önerileri gerekmektedir. Maraş’ta kamusal yeşil alanlar yaratılmalıdır. Liman cruise gemilerine ev sahipliği yapmalı, yat ve balıkçı limanı olarak da hizmet vermelidir.
- Kentin ekonomik bir merkezi olmalıdır.
- Taşımacılıkta tramvay pahalı bir sistemdir. Zaman ayarlı modern otobüsler ve bisikletler öne çıkmalıdır.
Sonuç olarak Mağusa’daki iki otoritenin uyumlu çalışması gerçeğine Alman mimar da vurgu yapmıştır:
“Kentin iki bölgeli ama tek merkezde çalışan kalkınma örgütüne ihtiyaç vardır. Tek ofis altında çalışmalıdır. Bölgesel hükümetlerin eşit haklarla donatılmış ve onların kontrolünde olacağı ofis tüm Mağusa’ya ortak olarak hizmet verebilmelidir.”
DİĞER HABERLER

Great Success of Enorasis’ 12th Friendship Weekend
Enorasis Kulübü’nün 12. Dostluk Hafta Sonu etkinliği 19–20 Kasım. 2016 tarihleri arasında Platres’deki FOREST PARK Otel’de büyük bir başarıyla gerçekleşti. Etkinlik, Orman Dairesi’ne bağlı Troodos’taki Botanik Park rehberli gezisiyle başladı ve hote...

Empati Yapabilmek
Bu soğuk günlerin ardından önümüzdeki hafta Kıbrıs’ın geleceği için kritik görüşmeler ve konferans gerçekleşecek. Poltik olarak ise belki de en sıcak günlerinin öncesinde birçoğumuz kararsız ve gergin bir bekleyiş içindeyiz.
Bu bekleyişin...

RIK Kanalında Kıbrıs’ta Futbol Tartışıldı…
RIK Kanalında Kıbrıs’ta Futbol Tartışıldı...
Cuma günkü RIK 1 kanalında Kıbrıs’ta futbol tartışıldı. Okan Dağlı’nın yazdığı “İki Toplumlu Futbolcular” kitabının geçen hafta Yunanca’ya çevrilmesi nedeniyle yapılan programa efsanevi futbolculcul...