Derinya Yolu
Mağusa, çok uzun yıllardır Salamis antik kentinden, Derinya'ya kadar genişleyen bir
alan üzerinde insanların yaşadığı bir bölgedir. Birçok medeniyetin ve uygarlığın
yaşandığı bu topraklarda insanlık tarihi binlerce yıl gerilere gitmektedir. Yaklaşık
dört bin yıllık geçmişi olan Mağusa içinde bir yapbozun (puzzle) parçaları gibi iç içe
geçmiş Enkomi, Salamis, Suriçi ve Maraş bölgelerinden oluşmaktadır...
Şimdilerde bu yapbozun bİr parçası eksilmiş, Maraş insansızlaştırılmış ve askeri
bölge kapsamına alınmıştır.
Mağusa'yı terkeden eski sakinlerinin bir kısmının yaşadığı ve şu anda bölgenin
güneyinde kalan bölge ile kuzeyin temas edeceği en kısa yol ise Derinya Yoludur
Bölgede yaşayan Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar son yıllarda tüm adaya örnek
olacak birliktelik içindedir. Binlerce yıllık geçmişlerine nazire yaparcasına her
alanda beraber olmaya ve ortak hareket etmeye çalışıyorlar. Bu adada yıllardır iki
toplumun bir arada olamayacağı ya da yaşayamayacağı yönündeki ezberleri bozmuş
durumdadır Mağusalılar...
Camide kılınan bir cenaze namazında, kilisedeki bir ayinde, sahil kenarındaki bir
panayırda, tarihi mekandaki bir tiyatro veya konserde her türlü farklılıklarına rağmen
biraraya gelebiliyorlar.
Beraber gülebiliyorlar, beraber ağlayabiliyorlar ve beraber eğlenebiliyorlar.
İşte tam da çözüm sürecinde bu örnek bölgeyi tekrardan birleştirebilecek, daha da
yakınlaştırabilecek bir olanaktır Derinya Yolu.
Peki ama bu yoldan niye siviller geçemiyor?
Bu yoldan Birleşmiş Milletlere bağlı askerler resmi olarak bölgenin her iki tarafına
da geçmektedirler. Bu yolu Kıbrıslı Türklerin askeri birlikleri ara bölgeye kadar
kullanmaktadır. Yolun güneyi ise yine ara bölgeye kadar açıktır.
Bu yolda, sadece sivilin yani Mağusa'nın her iki yakısında kalan insanların ve
turistlerin kullanımına yönelik yasaklar vardır.
Bu yasaklar Mağusa'ya özgü yasaklar değildi aslında. Geçmişte adanın genelinde
olan yasaklardı ve 2003 yılından itibaren açılan yollarla adanın her iki tarafı arasında
geçişler başlamıştır. Geçişlerin başlangıcında Kıbrıs Türk tarafı akşam karar almış
ve sabah Lefkoşa Ledra Palace ve Beyarmudu-Pile geçişlerinde bu kararı hemen
hayata geçirmiştir. Bu geçişler ileriki yıllarda artarak devam etmiştir. Mağusa
haricinde tüm bölgelerde herhangi bir askeri bölgenin içinden geçmeden kontrollu
geçişler sağlanmıştır. Mağusa bölgesinde ise ancak İngiliz askeri üsleri içinden geçiş
sağlanmaktadır. Mağusa bölgesini direkt bağlayacak, en kısa geçiş noktası olan
Derinya Yolu ise halen sivil için kapalı kalmaya devam ediyor.
Bu yolun açılması gereği üzerinde siyasi liderler ne dedi?
Kıbrıs sorununu çözmek için göreve gelen iki lider de bu yolun açılması gerektiğinin
bir gerçeklik olduğunu kabul etti ve görüşme süreci başlar başlamaz bu konuda
anlaştılar. 2015 yılının Mayıs ayında varılan anlaşmadan bugüne bu yollar halen
sivil geçişlerine, alt yapı bahanesiyle halen kapalıdır. On üç yıl önce akşamdan
sabaha açılan yollara karşın, Derinya Yolu için 16 aydır henüz hiçbir somut
atılamayan bir durumla karşı karşıyayız.
İki lider Kıbrıs sorununu kapsamlı çözmeyi düşünürken sadece sivile kapalı olan bu
yolu açabildiler mi?
İki liderin kararının üzerinden bir yılı aşkın süre geçmesine rağmen askeri olarak
açık olan bu yol sivile halen geçit vermiyor. Çözümü görüşen ve adayı özlenen bir
barış ortamına kavuşturacaklarını söyleyen liderler, zaten barışmış bir bölgenin
halkının temasını kolaylaştıracak bir işi bitiremiyorlar. Yolların kuzeyde kalan kısmı
için finansmanı AB'ye ihale eden Kıbrıs Türk tarafı, yolların asfalt yenilenmesi
dışında yapılacak tüm diğer işler için de henüz bir hareket içine girmemiştir.
Bu yolun sivil trafiğe açılması için iki taraftaki yönetimler ne yapmaktadır?
Derinya Yolunun açılmasından önce yol kenarından geçen tellerin yenilenmesini de
öngören Kıbrıs Türk tarafı, telefon, bilgisayar ve diğer ihtiyaçlar için gözle görülen
hiçbirşey yapmamıştır. Buna karşın Kıbrıs Rum tarafının da yolun bir an önce
açılması için kendileriyle ilgili tüm hazırlıkların sona erdiğine ve Derinya Yolunun
yarın açılabileceğine yönelik ciddi bir açıklamasını göremedik.
Son olarak geçtiğimiz hafta Kıbrıs Türk tarafından Akıncı'dan sonra en yetkili isim
olan Hüseyin Özgürgün yaptığı açıklamada Kıbrıs Rum tarafının Aplıç Yolunu
açmak istemediklerini bundan dolayı da Derinya Yolunun, Aplıç Yoluyla beraber
açılması gerektiğini ifade etmiştir. Bu açıklamayla Mağusa bölgesinde Maraş'ın
bütünlüklü çözüm tutsak edilip, koz olarak kullanılmasından sonra Derinya Yolunun
da Aplıç'a karşılık bir koz olarak kullanılacağı mesajı verilmiştir.
Bu yolun sivil trafiğine açılmasını sağlayacak yatırım, Kıbrıs'taki yönetimlerin
bütçesini aşan ve UNDP/AB işbirliği ve fonlarını gerektirecek bir bütçeye mi ihtiyaç
duyuyordu?
Bu yolun bir miktar iyileştirmesini sağlayacak imkanlar, bırakın adadaki merkezi
yönetimleri, belediyelerin bütçelerinden dahi karşılanabilecekken niye bu yola
gidildiğini anlamak gerçekten zordur. Bölgenin yakınlaşması ve birleşmesi, BM
veya AB'nin değil öncelikle adanın bir sorunudur. Garantiler ya da AB ile ilişkiler
değil bir kara yolunun sivil trafiğine açılmasıdır.
Bu yolun açılması neye hizmet ederdi?
Derinya Yolu açılsa bölgeden tüm adaya yansıyan barış ve işbirliği mesajları
yanında toplumların yakınlaşması da hızlanarak artacaktı. Sosyal, kültürel ve
ekonomik anlamda bölge gelişecek, adada çözümden önce tüm adaya ve dünyaya
daha güçlü barış mesajları verecekti. Halbuki şimdi bir yolu açamayan, verdiği sözü
yerine getiremeyen iki güçsüz liderlikle karşı karşıyayız. Küçük bir adımı dahi
atmayan, aldığı kararı hayata geçiremeyen ama buna karşın herşeyi yapmaya çalışan
bir görüntü baştaki ümitleri ümitsizliğe çevirmiştir.
Derinya Yolu'nu beraberce açamayan iki taraf ağızlarında düşürmedikleri "çözüm"
sözcüğünü tekrarlayarak aslında hergün iki toplumu çözümden uzaklaşmaktadırlar.
Yolun kapalı kalmasını sağlayan mazaretlere sığınmak ya da üzülmek maalesef
timsah gözyaşlarıdır. Yolu açmayanlar adanın makus talihini yenmesini sağlayacak
binlerce sayfalık çözüm planı üzerinde anlaşıp bunu toplumlarına nasıl anlatacak?
Onların çoğunluğundan onay isteyecek ve çözümü gerçekleştirecek iradeleri var
mıdır diye liderlerin her görüşme öncesi kendilerini tekrardan sorgulamalarında
fayda vardır.
Deryneia Road
The Turkish Cypriots and Greek Cypriots of Famagusta have reached a kind of
understanding and rapprochement in recent years that should serve as an
example to the whole island. By acting together in many fields, they have
destroyed the argument that the two communities cannot coexist. They often
come together in a funeral prayer in the mosque, a religious service in the
church, in a fair on the shore, or at a theater play or concert at an historic site.
They are able to laugh together, cry together, have fun together.
The Deryneia road is an opportunity to unite this unique town and bring the
communities even closer together. With the opening of the Deryneia road, a 17
km or 25 minute trip to go from one side of Famagusta to the other would be
reduced to 800 meters or 5 minutes. The region would develop socially
economically and culturally.
The two leaders, who were elected to solve the Cyprus problem, agreed at the
beginning of the negotiation process in May 2015 to open the Deryneia road.
Unfortunately the Deryneia road is still closed with the excuse is that the
infrastructure needs to be improved. However, the truth is that this road is
closed only to civilians. The United Nations soldiers already use this road to
cross back and forth through the buffer zone. The Turkish Cypriot army uses the
northern part of the road. And the southern part of the road is open up to the
buffer zone.
The two leaders, who claim that they will bring the long awaited peace to Cyprus,
have not been able to complete a project that would facilitate the contact
Famagustans, who have already found peace. They have turned our hopes into
despair. Coming up with excuses for keeping the road closed and stating sadness
unfortunately is nothing more than shedding crocodile tears.
What are the authorities on both sides doing for the opening of this road to
civilian access? The Turkish Cypriot side, which will use EU funds to improve the
asphalt on the northern part of the road even though the amount needed is
available even in local administrations, has done nothing about completing the
other requirements - like the wire fencing or the infrastructure for electricity,
telephone, and computers to be used at the crossing.
On the other hand, we also have not heard from the Greek Cypriot side any
statements about the completion of preparations for the opening of the road.
Last week, Huseyin Ozgurgun, who is the most authorised name after Akinci, said
last week that the Greek Cypriot side does not want to open Aplici road and
therefore, Deryneia should be opened with Aplici. With this statement, it became
obvious that Deryneia will be held as a trump card against Aplici. Just like
Varosha is being held hostage to a comprehensive solution.
We are faced with two weak leaderships that are unable to keep their word. Do
the two leaders, who obviously don’t have the political will to open the Deryneia
Road, have the strength and willpower to find a solution to the Cyprus problem?
How will the leaders, who cannot open a road, agree on a solution plan of
thousands of pages and explain it to the people? They should be questioning
themselves before every meeting about whether they actually have the
willpower to ask the people for the approval of an agreement and implement a
solution.
DİĞER HABERLER
Great Success of Enorasis’ 12th Friendship Weekend
Enorasis Kulübü’nün 12. Dostluk Hafta Sonu etkinliği 19–20 Kasım. 2016 tarihleri arasında Platres’deki FOREST PARK Otel’de büyük bir başarıyla gerçekleşti. Etkinlik, Orman Dairesi’ne bağlı Troodos’taki Botanik Park rehberli gezisiyle başladı ve hote...
Empati Yapabilmek
Bu soğuk günlerin ardından önümüzdeki hafta Kıbrıs’ın geleceği için kritik görüşmeler ve konferans gerçekleşecek. Poltik olarak ise belki de en sıcak günlerinin öncesinde birçoğumuz kararsız ve gergin bir bekleyiş içindeyiz.
Bu bekleyişin...
RIK Kanalında Kıbrıs’ta Futbol Tartışıldı…
RIK Kanalında Kıbrıs’ta Futbol Tartışıldı...
Cuma günkü RIK 1 kanalında Kıbrıs’ta futbol tartışıldı. Okan Dağlı’nın yazdığı “İki Toplumlu Futbolcular” kitabının geçen hafta Yunanca’ya çevrilmesi nedeniyle yapılan programa efsanevi futbolculcul...