Defteralı, Nikui, Koço, Erdoğan (Radikal.com.tr)

Defteralı, Nikui, Koço, Erdoğan (Radikal.com.tr)

Lello, Şandri, Erol, Aram, Psilli, Daki, Defteralı, Mancallo, Anastasiades, Kamuran, Sevim, Nikui, Erdoğan, Koço, Şaylo, Sarkiz. Rum, Türk ve Ermenilerden oluşan bir futbol takımı. 1954 Mayısı’nda İsrail’le maça çıkan Kıbrıs Karması’nın geniş kadrosu bu. Dr. Okan Dağlı ‘İki Toplumlu Futbolcular’ adlı küçük kitabıyla, Kıbrıs’ın bölünme öncesi futbol âleminden anılar aktarıyor. (Havadis Yayınları bastı. www.isikkitabevi.com adresinden temin edilebilir.) On altı Kıbrıslı Türk eski futbolcu konuşuyor kitapta. 1970’lerde milliyetçi ayrışmanın ivmelendiği döneme dek, birçoğunun Rum takımlarında oynadığını öğreniyoruz. En güçlü takımlar Rum takımları olduğundan (o dönemde sadece bir defa Çetinkaya Kıbrıs şampiyonu olabilmiş), en iyi Türk futbolcuları da alıyorlarmış.
Kıbrıs şampiyonu takımların kadrosunda yıldız olarak yer almış, gol kralı olmuş oyuncular var aralarında. Örneğin Sevim Ebeoğlu, 1950’lerde Limasol’un AEL takımının üç kere lig şampiyonu olmasına katkıda bulunmuş. 2003’te sınır kapısı açılınca AEL’li eski arkadaşlarıyla buluştuğunda nasıl krallar gibi karşılandığını, Atina’da, Girit’te, İngiltere’de ayrı ayrı şeref konuğu olarak ağırlandığını anlatıyor Sevim. Zaten adanın bu emekli yıldızlarının çoğu, eski kulüplerinden gördükleri vefayı, Kuzey’de oynadıkları Türk kulüplerinden görememekten yakınıyorlar.
Kıbrıs futbol kültüründe kulüplerin politik bağlantıları açık ve meşrudur. Hüseyin Alder (Galliga), 1970’lerin başında sağcıların kulübü Paralimni’de oynarken, solcuların kulübü Omonoia’nın yöneticileri bu durumu Denktaş’a ihbar etmişler! Hüseyin Galliga, suikasttan canını zor kurtardığını anlatıyor. Bu hüzünlü hikâyeleri öğrenmemizi sağlayan Okan Dağlı, 2003’te 29 yıl aradan sonra iki taraf arasındaki geçişlerin başlamasıyla beraber birçok Türk futbolcunun şansını denemek için Güney’e geçtiğini anlatıyor. Ali İmam gibi bazıları, Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’ndan ceza almayı göze alarak Güney’de top koşturmuşlar. Dr. Dağlı, halen üst iki ligin altındaki kümelerde oynayan ‘Kuzeyliler’ olduğunu işitiyormuş.
Okan Dağlı, 1983’te KKTC’nin (uluslararası düzeyde tanınmayan) ilanından sonra, İslam oyunlarına ‘bile’ katılamayan, Kıbrıs’a hazırlık amacıyla gelen Avrupa veya Türkiye takımlarıyla bile maç yapamayan futbolcuların motivasyon kaybından yakınıyor. Türkiye liglerindeki son Kıbrıslı olan Mete (Samsunspor’un 1989’daki trafik kazasındaki kayıplarındandı), İslam oyunlarında fark edilmişti örneğin. Tecrit, ‘KKTC Telsim Süper Ligi’nin cazibesini düşürürken, futbolseverlerin de gözünü dışarıya baktırıyor. Dr. Dağlı, İstanbul takımları taraftarlığının olağanüstü arttığını söylüyor. İngiliz takımları taraftarlığı geleneği de etkinliğini koruyormuş.
Güney’de ise futbol atılım halinde. UEFA sıralamasında Türkiye’de ‘Kıbrıs Rum Kesimi’ denen Kıbrıs Cumhuriyeti 16. sırada yer alıyor, Türkiye’nin sadece 5 sıra arkasında. 2000 yılında Türkiye yine 11.’yken taa 27. sıradaydılar. 2011-12’de Avrupa kupalarında Türk takımları 6.6 puanla yetinirken Kıbrıs özellikle APOEL’in Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline çıkması sayesinde 9.1 puan topladı. Bu sezonun kulüplere göre katsayı değerlendirmesinde Kıbrıs 10., Türkiye 18.
Okan Dağlı’ya, Kuzeyli futbolseverlerin Güney’deki futbola ilgisini sordum, şunları anlattı: “Elbette Güney’e maç görmeye giden çok arkadaşımız var. Spor yazarlarımıza da maçlardan kontenjan ayırıyorlar. Ben son olarak AEK (Larnaka)-Schalke ve Kıbrıs-Portekiz maçlarını seyretmiştim. Orada futbol siyaset üzerinden şekillenmiş olduğundan her şehrin bir solcu bir de sağcı takımı mevcut. Solcu takımlar Yunan milliyetçiliği yapmadığından dolayı Kıbrıslı Türkler genelde solcu takımların yanında oluyor. Omonoia-APOEL derbi maçlarında ortalık tam bir savaş alanına döner ve bizler de Omonoia taraftarlarının yanında şiddete maruz kalabiliriz! Kuzey plakalı arabanızla bu maçlara gitmek mümkün değildir. Mağusa’nın sağcılarının takımı Anorthosis’tir, Avrupa kupalarına genelde katılırlar. Ama APOEL maçlarının aksine, herhangi bir sıkıntı olmadan Anorthosis maçlarına gidip izlemek mümkün olabiliyor. Özellikle Rum takımlarının Avrupa maçlarına çok sayıda Kıbrıslı Türk de gidiyor.’
Sezaryene karşı bir başbakan, “Beş yıl kendi aramızda oynasak fena mı olur” demişti ya... Kıbrıs’ın kuzeyinde neredeyse 40 yıldır kendi aralarında oynuyorlar, halleri budur.

http://www.radikal.com.tr/yazarlar/tanil-bora/defterali-nikui-koco-erdogan-1089851/



DİĞER HABERLER

Great Success of Enorasis’ 12th Friendship Weekend 

Great Success of Enorasis’ 12th Friendship Weekend 

Enorasis Kulübü’nün 12. Dostluk Hafta Sonu etkinliği 19–20  Kasım. 2016 tarihleri arasında Platres’deki FOREST PARK Otel’de büyük bir başarıyla gerçekleşti. Etkinlik, Orman Dairesi’ne bağlı Troodos’taki Botanik Park rehberli gezisiyle başladı ve hote...

Empati Yapabilmek

Empati Yapabilmek

Bu soğuk günlerin ardından önümüzdeki hafta Kıbrıs’ın geleceği için kritik görüşmeler ve konferans gerçekleşecek. Poltik olarak ise belki de en sıcak günlerinin öncesinde birçoğumuz kararsız ve gergin bir bekleyiş içindeyiz.

Bu bekleyişin...

RIK Kanalında Kıbrıs’ta Futbol Tartışıldı…

RIK Kanalında Kıbrıs’ta Futbol Tartışıldı…

RIK Kanalında Kıbrıs’ta Futbol Tartışıldı...
Cuma günkü RIK 1 kanalında Kıbrıs’ta futbol tartışıldı. Okan Dağlı’nın yazdığı “İki Toplumlu Futbolcular” kitabının geçen hafta Yunanca’ya çevrilmesi nedeniyle yapılan programa efsanevi futbolculcul...

TÜM HABERLER İÇİN TIKLAYINIZ >>